Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu Kurucularından Av. Elvan Kakıcı Şimşek, Türkiye’de hız kazanan kentsel dönüşüm sürecinde en büyük riskin teknik eksikliklerden değil, hukuki yanlışlardan kaynaklandığını belirterek kritik uyarılarda bulundu.
Türkiye genelinde 6 milyon konutun riskli olduğu; İstanbul’da ise 1,5 milyon
konutun depreme dayanıksız, yaklaşık 600 bininin acil dönüşmesi gerektiği ifade
ediliyor. Milyonlarca kişiyi yakından ilgilendiren bu tablo, dönüşüm süreçlerinde doğru
hukuki adımların hayati önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Av. Elvan Kakıcı Şimşek, kentsel dönüşümün yalnızca bir inşaat faaliyeti değil, çok
katmanlı bir hak yönetimi süreci olduğunu vurgulayarak, “En çok dava ve hak kaybı,
dönüşümün hukuki boyutunun ihmal edildiği projelerde yaşanıyor. Yanlış imzalanan
bir sözleşme, eksik düzenlenen bir imar süreci veya dengesiz bağımsız bölüm
dağılımı, maliklerin tüm sürecini riske atabilir.” dedi.
İmar planlarında belirsizlik büyük kayıplara yol açıyor
Çarpık yapılaşmanın yoğun olduğu bölgelerde planların yeniden hazırlanması
gerektiğini vurgulayan Av. Kakıcı Şimşek şöyle konuştu:
“Sözleşme imzalanmadan önce belediyeden net bir imar durumu alınmalı. İnşa
edilebilirlik, bağımsız bölüm sayısı ve teknik kapasite belirlenmeden yapılan her
anlaşma hukuki açıdan büyük bir kumardır.”
Bağımsız bölüm dağılımında değer dengesi korunmalı
Yeni projede maliklere verilecek bağımsız bölümlerin m2, konum ve değer açısından
adil dağıtılması gerektiğini söyleyen Şimşek,
“Eski ve yeni bağımsız bölüm değerleri arasında fark yaratılarak bazı maliklerin
kayba uğratılması sebepsiz zenginleşmeye yol açar. Bu durum, en çok dava açılan
konulardan biridir” dedi.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi projenin kaderini belirliyorSözleşmenin yalnızca müteahhit tarafından hazırlanmasının en yaygın hata olduğunu
belirten Av. Kakıcı Şimşek, “Arsa sahipleri de kendi hukuk ekibiyle sürece katılmalı. Sözleşmede süreler, cezai şartlar, teminatlar ve yükümlülükler net şekilde düzenlenmezse inşaatın başlaması bile belirsiz hale gelebilir. Sözleşmenin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmaması geçersizlik doğuruyor. Yönetim planı göz ardı edildiğinde sorunlar oturumla başlıyor
İnşaat tamamlandığında sitenin nasıl yönetileceği, genellikle en çok sorun çıkaran
konuların başında geliyor.” dedi.
“Kentsel dönüşüm yalnızca binaları yenilemez, hakları da korumalıdır”Şimşek, “Müteahhitlerin tek taraflı hazırladığı yönetim planları, oturum başladığında
ciddi ihtilaflara neden oluyor. Kat malikleriyle birlikte hazırlanıp tapuya tescil edilmesi
zorunludur. Deprem gerçeği hızla hareket etmeyi zorunlu kılıyor, ancak acele
edilmesi hukuki hatalara yol açmamalı. Dönüşüm süreçlerinde hukuki denetim,
projenin sigortasıdır. Maliklerin tüm adımları profesyonel destekle atması büyük
önem taşır.”diyerek sözlerini tamamladı.
Yorumlar